Tat, Tolerans, Tehdit: Pestisit Üçlemesi 1 - Gıdalarda Pestisit Kalıntıları: Risk Değerlendirmesi, Ölçüm Teknikleri ve Kalite Kontrol Süreçleri
- eyilmaz1
- 10 May
- 3 dakikada okunur

Gıda güvenliği, günümüz tüketici toplumlarında yalnızca sağlık açısından değil, aynı zamanda sürdürülebilir üretim ve uluslararası ticaret bakımından da stratejik bir öneme sahiptir. Bu güvenliğin en hassas bileşenlerinden biri ise pestisit kalıntılarıdır. Tarımsal üretimde zararlılara karşı yaygın şekilde kullanılan pestisitlerin yanlış ya da kontrolsüz kullanımı, hasat sonrası ürünlerde kalıntı olarak kalmakta ve bu durum, insan sağlığına zarar verebilecek boyutlara ulaşabilmektedir.
Pestisit Kalıntılarının Gıdalardaki Varlığı ve Önemi
Türkiye’de yapılan çeşitli akademik çalışmalar, meyve, sebze ve kuruyemişlerde pestisit kalıntılarının yaygın olduğunu ve bu kalıntıların çoğu zaman yasal sınırların (MRL – Maksimum Kalıntı Limiti) üzerinde bulunduğunu ortaya koymuştur. Örneğin; 2010 sonrası ulusal literatürü tarayan bir incelemede, 35 çalışmanın %45,7’sinde MRL üstü kalıntılar rapor edilmiştir (Tözün & Akar, 2022). Aynı şekilde, kuruyemişler üzerine yapılan başka bir çalışmada 13 farklı türde ürünün %29’unda pestisit kalıntısı bulunmuş ve bazı numunelerde yasaklı maddelere de rastlanmıştır (Ulvi, 2017).
Bu kalıntılar sadece insan sağlığı açısından risk teşkil etmekle kalmaz, aynı zamanda uluslararası ticarette ciddi engellere de neden olabilir. Avrupa Birliği gibi yüksek regülasyon düzeyine sahip pazarlarda, izlenebilirlik ve kalıntı denetimi, ihracatçı ülkeler için kritik başarı faktörlerindendir.
Analitik Ölçüm Yöntemleri ve Laboratuvar Pratikleri
Pestisit kalıntılarının analizi yüksek duyarlılığa sahip, valide edilmiş yöntemler gerektirir. En yaygın kullanılan analitik teknikler şunlardır:
Gaz Kromatografisi (GC)
Sıvı Kromatografisi (LC)
Kütle Spektrometresi (MS/MS)
Bu yöntemler genellikle kombine sistemlerde (ör. GC-MS/MS) kullanılarak hem kantitatif hem de niteliksel analiz yapılmasına olanak sağlar. Selçuk Üniversitesi’nde domates üzerinde yapılan bir çalışmada GC-MS/MS yöntemiyle çoklu pestisit kalıntısı analizi gerçekleştirilmiş, yöntemin doğruluğu ve tekrarlanabilirliği bilimsel olarak valide edilmiştir (Erkaymaz, 2017).
Analitik süreçlerde kalite kontrol büyük önem taşır. Numune alımından ölçüm sonuçlarının raporlanmasına kadar olan her adımda, laboratuvar içi kalite güvence protokollerinin uygulanması, sonuçların doğruluğunu ve uluslararası geçerliliğini sağlar. Akredite laboratuvarlar, bu nedenle gıda zincirindeki risk analizlerinde güvenilir karar noktalarıdır.
Gıda İşleme Süreçleri ve Pestisit Kalıntıları
Pestisit kalıntı düzeyleri, yalnızca tarla uygulamalarıyla değil, aynı zamanda hasat sonrası işlemlerle de etkilenmektedir. Yıkama, soyma, haşlama gibi işlemler bazı pestisitlerin kalıntı düzeylerini azaltabilirken, kurutma gibi bazı işlemler kalıntıların konsantrasyonunu artırabilir.
Örneğin, turunçgiller üzerinde yapılan bir çalışmada yıkama, kabuk soyma ve haşlama işlemlerinin kalıntı seviyelerinde %26 ile %100 arasında değişen oranlarda azalma sağladığı, ancak kurutma işleminin bazı pestisitlerin derişimini artırdığı gözlemlenmiştir (Acoğlu et al., 2018). Bu bulgular, sadece tarla uygulamalarının değil, işleme süreçlerinin de risk yönetim planına dahil edilmesi gerektiğini göstermektedir.
Kalite Yöneticileri ve Gıda Hijyen Sorumluları İçin Öneriler
Gıda işletmeleri, pestisit analizlerini yalnızca yasal zorunluluk olarak değil, iç kalite güvence sisteminin temel bileşeni olarak görmelidir.
Tedarik zincirinde tarım ilaçlarının kullanımına dair şeffaf izlenebilirlik sağlanmalı; GAP (Good Agricultural Practices) uygulamaları teşvik edilmelidir.
Laboratuvarlarla entegre çalışan kalite ekipleri, validasyonlu analiz yöntemlerini talep etmeli ve MRL’nin yanı sıra ADI (Acceptable Daily Intake) ve ARfD (Acute Reference Dose) gibi değerleri de göz önünde bulundurmalıdır.
İşletme içi proseslerin (ör. yıkama hatları, ön pişirme adımları) pestisit giderme üzerindeki etkisi düzenli olarak ölçülmelidir.
Sonuç
Pestisit kalıntılarıyla ilgili mücadele, üretimden işlenmiş ürüne kadar tüm tedarik zincirini kapsayan çok disiplinli bir süreci gerektirir. Kalite yöneticileri ve gıda mühendisleri, bu zincirin her halkasında bilimsel analizler ve güvence uygulamalarıyla aktif rol almalıdır. Sadece yasal uyum değil, tüketici güveni ve uluslararası rekabet açısından da pestisit kalıntılarının minimize edilmesi hayati önem taşır.
Kaynakça
Tözün, M., & Akar, G. (2022). Türkiye’de Gıda Numunelerinde Pestisit Kalıntıları Üzerine 2010 Yılı Sonrası Ulusal Literatürün İncelenmesi. Eskişehir Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Halk Sağlığı Dergisi, 7(1), 177-191.
Ulvi, M. (2017). Kuruyemişlerde Pestisit Kalıntı Düzeylerinin Belirlenmesi ve Riskin Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi.
Erkaymaz, T. (2017). Domateslerde Pestisit Tayini İçin GC-MS/MS ile Çoklu Kalıntı Analiz Yönteminin Geliştirilmesi ve Validasyonu. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi.
Acoğlu, B., Ömeroğlu, P. Y., & Çopur, Ö. U. (2018). Gıda İşleme Süreçlerinin Pestisit Kalıntıları Üzerine Etkisi ve İşleme Faktörleri. Gıda ve Yem Bilimi Teknolojisi Dergisi, 19, 42-54.
Comments